Takip pıtırcıkları

14 Ekim 2012 Pazar

Bir köpeğim olsun o kadar istiyorum ki bir gün belki? köpüşler gibi sıcacık dost olabilmek.Mevsim değişiminde hastalığı yine hiç kaçırmadan yakaladım ve sunum haftasında yine hasta olabilmeyi başardım Haftalar o kadar çabuk geçiyor ki yetişmek imkansız gerçekten ödevlere,sunumlara sosyal hayata ve bunların içinde hayatın aksaklıklarıyla başa çıkmak zor! En zor olanda kayıp giden kişiler, dostluklar,daralan çevreler.. Zaman bu kadar hızlı geçerken insanların kıskançlık ve bencillikleri boşuna..

13 Ekim 2012 Cumartesi

Sırça Fanus

Sırça fanusun içinde ölü bir bebek gibi tıkanıp kalan insan için dünyanın kendisi kötü bir düştür. syf:268
" İki kişinin birbirine gitgide daha fazla kapılışını seyretmekte insanın morelini bozan bir şeyler vardı."syf:43
""Hani kent her saniye biraz daha küçülür ama insan gerçekte kendisinin küçüldükçe küçüldüğünü,yalnızlaştıkça yalnızlaştığını bütün o ışıklardan ve o çoşkudan saatte bir milyon mil hızla uzaklaştığını hissedar ya,onun gibi bir şey işte""syf:43
""Evde de karnımız doymuyor değildi ama büyükannem pişirdiği ucuz et yemeklerinin daha ilk lokmasını ağzımıza götürürken,'umarım beğenirsiniz,şunun yarım kilosuna tam kırk sent verdim' demek alışkanlığındaydı. Ben de o zaman bir pazar günü rostosu yerine madeni kuruşları yiyormuşum duygusuna kapılırdım hep.syf:52
"Hiç bir şey beklememeye karar verdim.Birinden hiçbir şey beklemeyince asla düş kırıklığına uğramaz insan. syf:86
Hastalık görmeye özellikle oğlunun hastalığını görmeye dayanamıyordu,çünkü ona göre bütün hastalıklar irade zayıflığından doğardı. syf:118
Bir gün sonra yine yıkanmak gerekeceğine göre bugün yıkanmak düpedüz budalalıktı. syf:156
(depresyonu en iyi anlatan cümle sanırım)
Depresyonu ,parasızlığı ve insanın kimi zaman gerçekten içinde bulunduğu durumları anlatan okunması gereken güzel bir roman.

12 Ekim 2012 Cuma

33 varyasyon

                                                   Bazen başımıza gelenler korkularımızdır!

Bu zamana kadar izlediğim oyunlar içerisinde en iyilerinden desem abartmış olmam, gerçekten hiç bir beklenti olmadan gidilen ama çok beğendiğim bir oyun.Mutlaka izlenmeli. Beethoven'ın 33 varyasyon eseri oyunun konusu olduğu için, oyunun ismini anlamak zor değil.Bir müzikologun bu eseri incelerken bir yandan geçirdiği hastalığı da anlatan dramatik bir tiyatro.Sahne geçişleri ,müzik,dekor, özellikle ilişkilerin başlangıç kısmının anlatıldığı sahne mükemmel.

9 Ekim 2012 Salı

Çekiliş

Şansını denemek isteyenler için güzel bi çekiliş :)
http://demmyden.blogspot.com/2012/10/cekilis.html

8 Ekim 2012 Pazartesi

cipralex

Bazı zamanlar gerçekten güzeldir! Baharın son günleri bitmemek için ne kadar ısrarcı olsa da sanırım artık kış geliyor.Plan yapmak için son günler ama :( ....
Kendi iç dünyamda bunlar varken gündemde olan savaşla ilgili:

7 Ekim 2012 Pazar

SİDİKLİ KASABASI

Bu saatte korkmuyor musunuz dışarıda olmaktan?
----Korkmuyorum çünkü herkesin bir kalbi olduğuna inanıyorum ben kalbi olan biri doğruyu seçebilir ki

 İstanbul D.T oyunu ile tiyatro sezonunu başlatmış olduk.Cüneyt Gökçer sahnesi sanırım Ankara 'da ki en güzel salonlardan.Oyun sistemi, doğruyu yanlışı ayırt etmek üzerine.Mükemmel bir oyun muydu hayır ama gidilmesi gerekenlerden.

3 Ekim 2012 Çarşamba

2 Ekim 2012 Salı


Son dönemde insanları çok eleştirdiğim ,yargıladığım doğru ama insanlar gerçekten çok bencil ve korkunçlar hep kendileri üzülüyor, kendileri birinci olma kaygısında, takdir etme duygularından yoksun insanlar, empati duygusundan yoksun samimiyetsizler, insanların bencilliklerine güzellikle yaklaşabilmek gerçek erdem sanırım hayatta.Her şeye sahip olamayız gerçekten birinin mutsuzluğuyla mutlu olmak kadar insanlığını kaybetmek korkunç..

28 Eylül 2012 Cuma

Yalan Dünya

Yeni sezonda yine süper. :)

25 Eylül 2012 Salı

Birbirimizi sevmenin gururu olmalı herşeyde..



Seneler gecsin, sen beni bil, ben seni bileyim istiyorum.


Benim olduğu kadar dostlarının, dostlarının olduğu kadar benim ol istiyorum.
Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp atlatalım.
Yaşayalım ki, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı.
Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız.
Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız.
Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.
Güzel günlerimizi, evimizde bir şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız.
Yada bazen dostlarla ucuz biralar içerek...
Böylece yaşamalıyız işte.Sonra çocuğumuz olmalı,
Düşünsene senin ve benim olan bir canlı.
Geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız.
Sen arada mızıkçılık yapmalısın ve ben söylenerek almalıyım sıranı.
Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, söylenerek yumurta kırmalısın.
Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.
Zaman su gibi akıp giderken, herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı.
Herşeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden
Mutluda olsa, kötüde olsa, yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı.
Saçlara düşünce aklar, yada gidince aklar, çocukları güvence
altına alıp gitmeli bu şehirden.
Kavgasız, her sabah cinayetle uyanılmayan, sessiz bir yere gitmeliyiz.
Geceleri balkonda denizi seyredip, sandalyelerimizde sallanmalıyız.
Eve gelip benden kahve istemelisin.
Çocuklar gelmeli ziyaretimize, geçmişteki hareketli
günlerimizi anımsamalıyız.
Ben, "Bey" demeliyim sana, sende "Hanım".
Öyle sevmelisin ki beni bu yazdıklarım korkutmamalı seni.
Tebessümler açtırmalı yüzünde.
Birgün bu hayatı bırakıp giderken, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde.
Birbirimizi sevmenin gururu olmalı herşeyde...

Can YÜCEL.