Takip pıtırcıkları

8 Aralık 2012 Cumartesi

yeni bir yılda büyüdüm yüreğimde büyüdü

-HAYAT-
Senenin sonuna gelindi yine ,nasıldı nasıl geçti? her yıl gibi büyük beklentilerle girdiğim yılda büyük kayıplar yaşadım aileden! dostlardan,arkadaşlardan gidenler ,sağlık sorunları  2012'yi sevmedim bana iyi gelmedi bol stresli ve bol kazık yediğim bir yıldı.İnsanlara inancımı kaybettiğim ve sonrasında bencil ve yetinmeyi bilmeyen bir kısım insan canlısına göre kişiliğimden vazgeçmemeye karar verip onlara olmasa da yeni insanlara inanmayı öğrendim.
Şükretmeyi biliyorum iyi özelliklerimin de kötü özelliklerimin de farkındayım. Geçirdiğim kötü bir yaz ardından kaybettiğim dostluklar insanlara bu kadar değer verip sonrasında üzülmek. Bu özellikler insana hayatta her şeyi kontrol altında tutamadığımızı gösteriyor.
                  Vicdan hesaplarımda sevgi konusunda kimseye haksızlık etmedim.Kimseye sevgimi eksik vermedim hayatıma giren herkesin kalbine bi şekilde değindim sıkmadım,baymadım ,kıskanmadım,mutsuzlukla mutlu olucak kadar insanlıktan çıkmadım yeni bir yıldan en büyük isteğim sağlık,iç huzur ve kıskanç doyumsuz insanlardan uzak mütevazı bir çevre.Büyük iddalarım olup kesin yargılarım yok.!

Öğrendiğim çok şey oldu kesinlikle hayata,insanlara dair.Bitmez gibi gördüğümüz ilişkilerin,dostlukların sizin elinizde olmadan da bitebileceğini ne yaparsan yap bazen olmadığını duyuların kaybolduğunda geri dönüşü olmadığını öğrendim.
Bir şeyler olmuyorsa gerçekten hayırlısının o olmadığı için olmadığını bir kez daha öğrendim ,yüreğimi kötüleştirdiğimde dahada kötüye gittiğimi sabretmem gerektiğini öğrenmeye çalışıyorum----- :) 
Makyavelist insanlardan uzak durmayı öğrendim. Önyargıları kırmayı kendimin değiştiğini ,insanlarında değişebileceğini öğrendim....
Farklı hayatlar olsada benzer amaçlar ve araçlar kullanıldığını ve insani değerlere önem veren eğitimli insanların az da olsa var oldularını gördüm, öğrendim.
Gezi olaylarındaki stabilitem canımı sıktı bu yıl, 2013 böyle olmamalı! Bunun dışında iyi şeyler olmadımı ? mezun oldum! çikomun yanına taşındım! mezun oldum napıcam sarunsalına belli bir sürelikte olsa çözüm buldum! (milyon tane makale içeren ne güzel çözüm ama :)) Uzak diye bir yerlerde hep birileri olduğunu öğrendim biri yakınken biri hep uzak, biri uzakken diğeri yakın???
            Bu yılıda bunları da bir kenara bırakıp Hoşgeldin 2013 demeyi de öğrendim :).Herkes mutlu olsun ama gerçekten!, gerçek sıcacık hiç kopmayan insani ilişkileri unutmayan, her gün bir insanı mutlu ederek mutlu olabileceğimiz bir hayatımız ,sonsuz sevgimiz olan güzel bir yıl olsun herkesin yüreği umut dolsun :)

Tektekçi

Ankara'da dün açılan, eğlenceli farklı güzel bir mekan. Shot yapmaya özenip evde devam edilen shotlar :) Öncesinde yine gidilen  hamamönü.Sırada yine ders çalışmak var :(


6 Aralık 2012 Perşembe

A Bout de Souffle

 
 Uyku hüzünlü bir şeydir... insan mecburen ayrılıyor... birlikte uyumak deniyor ama doğru değil."
Kadınlar sekiz günde yapacaklarını, sekiz dakika sonra yapmak istemezler. oysa sekiz dakika da sekiz gün de aynı hesaba gelir. evet..hayır...kadınlar hiç hesap bilmez. bu moralimi bozuyor.

28 Kasım 2012 Çarşamba

Kimse çıktığı yolda kendisi kalmaz. Yol insanı başkalaştırır.MM

 Kış,soğuklar ilişkiler hayata yetişmek imkansız sanki.Evet itiraf ediyorum ki sanki koşunun son aşaması ve ben resmen kendimi zorluyorum ite kaka şeklinde ilerliyorum YORULDUM.Çocukları çok seviyorum özellikle çıkarsız bi şekilde onlarla zaman geçirmek çok keyifli hayata güzel bakabilmeyi sağlıyor belkide. Hayatımın hiç bir döneminde inek olmayan bünyem hala bu özelliğimi sürdürmekte kararlı böyle insanları anlayamıyorum bu da kötü ,empati duygum bu noktada yok sanırım.Değişmekten korkan ben değişmeyi seviyorum! Aklım sürekli bişeylerle meşgul önem sıramı oluşturamıyorum, karar veremiyorum ,kafamı toplayamıyorum ..

23 Kasım 2012 Cuma

Hamamönü

 Ankara'da bu kadar güzel bir yeri ve bu kadar içindeyken yeni keşfetmem garip!.Kesinlikle kafeleri ,ortamı çok tatlı Ankara'ya geldiyseniz mutlaka gezmeniz gereken yerlerden. Kaleye de çok yakın buraya uğrayıp sonrasında kaleye yürüyebilirsiniz.


20 Kasım 2012 Salı

Beni Unutma(2011)

Biz kadınlar çok seviyoruz erkekleri yetiştirip yetiştirip biz yetiştirdik demeyi ama öyle olmasaydı da anca 45 yaşında olgunlaşırdınız !
 Kadının pick hastalığına yakalanması , film bilinen ve yinelenen bir konuya sahip olsa da (50öpücük,notebook v.b) fazlasıyla etkiliyor.Yolculukta  beni ağlatan bir filmdi.Mert Fırat'ıda seviyorum başka dilde aşk filmi kadar iyi değil  film belki ama seviyorum aşk filmlerini.

@NT@LY@

Bir yere birden çok kere gitmek aynı yerleri görmek, sıkılmak anlamına gelmiyormuş, mutlaka farklı bir yerler bulunup geziliyor.Antalya oyuncak müzesi çok tatlı ve gezilmesi gereken yerlerden uzun süredir istediğim bir şeydi oyuncak müzesi gezmek. Bu mevsimde de süper Antalya kesinlikle yaz mevsimi dışında her zaman gidilebilir.



11 Kasım 2012 Pazar

Sessiz Bir Ölüm

İç karartıcı,ancak böyle bir hayatı yaşayanın anlayabileceği hayatlardan birini anlatan kitap.                                                                                                           ÖYLE DEĞİLMİŞ İNSAN DOĞDUĞU İÇİN,YAŞAMIŞ OLDUĞU İÇİN ÖLMÜYOR, BİR ŞEYLERDEN ÖLÜYOR.


"Bu kez ,büyük acımı denet altında tutamıyordum.İçimde benden başka biri ağlıyordu" syf:35




"Ne!kadar yalnızdı ona dokunuyordum,onunla konuşuyordum ama acısına sokulabilmek olanaksızdı."syf:95

Kendini Tanıyor Musun?

Ne kadar doğru bir cümlesin.

 Kitapların arasında geçen hafta sonu okunan makaleler, yorgunluk hayata yetişememek ve artan stres insanları anlamaya çalışmak,anlamak istemek!
Kendini tanıyabiliyor mu insan acaba neyle mutlu olacağını nereden biliyor nasıl emin oluyor? kendini tanımak ne kadar zaman alıyor? neden sürekli sızlanıyor.Kendini tanıdığına emin olan var mıdır?İnsan başına gelebilecek opsiyonlara nasıl tepki vereceğini biliyor mu.?

7 Kasım 2012 Çarşamba

Birlikte Yürümek

El ele yürümek en hasret olduğum…
‎”elele yürümek- bunu yapabilecek miyiz?” diye sormak istemiştim sana: -herhalde -galiba kemal demirel’den yıllar önce işittiğim; belki kendi sözü olan- o sözü anımsamıştım: ‘sevgi, iki insanının birbirlerinin yüzüne bakmaları değil, birlikte aynı yöne bakmalarıdır.’elele tutuşma edimini düşün - bunu, en başından başlayarak, kendiliğinden, doğallıkla, hiç yadırgamadan yapmıştık: benim sağ elim, senin sol elin; tıpatıp, içiçe, sımsıkı… öyle olurdu ki, sokağa, yürümeye çıktığımızda, ellerimiz sanki kendiliklerinden bilirlerdi tutuşmaları gerektiğini; aynı anda da, karşılıklı, birbirlerini bulup, kavuşurlardı.bu, birbirimize iletmekte olduğumuz anlam(lar)ın bir tür odak noktasıydı - sanki, ilişkimizin, somut, fiziksel, hatta ‘duyumsal’ temeli..ve tabii, ‘yürümek’ - bu konuda kafamı nasıl bozmuş olduğumu biliyorsun: y ü r ü m e - b i r l i k t e yürüme… -daha ulu birşey bilmiyorum. -sevişmek bile, bütün yakınlığıyla, yüceliğiyle, güzelliğiyle; ama patlayan ve sönen tutkusuyla, heyecanıyla, doyumuyla, birlikte yürümektan daha üstün değil- hele, bir de, birlikte gidilecek bir yer (bir amaç, bir erek) varsa…
---yürüyüş----ne kavram ama!…. ”  (Oruç Aruoba)