Takip pıtırcıkları

15 Kasım 2013 Cuma

Napoléon:PARA-para-PARA

Devlet tiyatrolarının ciddi anlamda yerlerde olduğu, oyunların seyircileri tatmin etme düzeyinin de yerlerde olduğu bir zamanda yine de izlenesi bir oyundu.Sahne,demirbaşlar yıllardır aynı, görsel olarak nasıl bu kadar sığ olabilirler anlamıyorum niye şaşıtmıyor bu sahneler insanları.
Ahlak\ahlaksızlık ne demek, kime göre ahlaklıyız? yanımızdakiler o kadar kötü mü ki biz onlara göre ahlaklıyız, ya da çok mu iyiler biz mi kötüyüz? Para gerçekten bu kadar önemli mi? Paraya hangi anlamlar atfediyoruz, birazda olsa bunları sorgulatabilen bir oyun.

5 Kasım 2013 Salı

La la la..........

Yerim ki seni de köpüşü de klip inanılmaz keyifli.....

29 Ekim 2013 Salı

Çiftlik,Göl,Güneş,Doğa...

Ankara; gri şehir, tamlamalarına karşın renkli  huzur dolu yerlerini keşfetmemle  bugün bir kez daha sevdirdi kendini.Ankara'da en sevdiğim yerler listeme eklendi bile. Terossi'nin Çiftliği ve Mogan Parkı güzel bir gün geçirmek isteyenlerin mutlaka gitmesi gereken yerlerden.Sıra ile yakın yerler burası, ilk önce Çiftliğe gidip sonrasında Mogan'a uğrayabilirsiniz.Hayvanlar ve doğa sayesinde insanlara inancınızı kazanmak,huzur bulmak ve mutlu olmak için ideal yerlerden.Cumhuriyet dolu, bugünkü hava gibi güneşli günler geçirdiğimiz nice 29 ekimlere.

19 Ekim 2013 Cumartesi

L'âge de raison


 L'âge de raison hayatımızda işimizi,beklentilerimizi, çocukluğumuzu ,çocuklukta kurduğumuz hayallerin ya da hedeflerin ne kadar yakınındayız, yapmak istediğimiz işimi yapıyoruz ya da yaşamak istediğimiz Aşkımı yaşıyoruz ,bunları sorgulatan bir film .İzlemediğinizde çok şey kaçıracağınız filmlerden. Türkçe çevirisiyle" Aşka Fırsat Ver"  filmine kesinlikle Keyifli zaman geçirmek için fırsat vermelisiniz ;) .
Çocukluk hayallerimize yakın mıyız?O hayalleri hatırlasak ve birçoğunu hayata geçirebilsek eminim daha fazla mutlu oluruz.

13 Ekim 2013 Pazar

Ankara,Mon amour\Macaron

Güzel rengarenk macaronların adresi macaronsdantoinette  artık Tepe Prıme'da da varmış.Akşam 19.00 dan sonra tanesi 1 lira 1 tane yerine 2 tane alın :).
Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem Ama kahvaltının mutlulukla
 bir ilgisi olmalı.[Cemal Süreya]
Alper Canıgüz kitabının üzerine böyle bir kitap özellikle seçmiş gibi oldu ama tamamen isminden dolayı aldığım bir kitap, yine küçük bir çocuğun gözünden anlatılıyor. Ankara'da geçen bir hayat,çocukluk ele alınıyor.Kesinlikle çok tatlı ve okumanız gerekenlerden.Kitaptaki betimlemeler, gerçekten çocukken hissettiklerimiz o kadar güzel anlatılmış ki.
"Ben daha bir şey anlatılacak kadar büyümemiştim,sadece ağzımdan laf alınacak yaştaydım."

12 Ekim 2013 Cumartesi

SOKAK SANATI

 Hava buz gibi günlerdir derken güneşin sıcacık yapmasıyla sokaklardayız, bugünlerde.Ama bayram sonrası dersler okul,dershane,makaleler,sunumlar derken gezinmelere, bir şeyler keşfetmeye,izlemeye elveda yine bir yoğunluk, yine yetmeyen uykular.Her şeye rağmen iyi olmak ,sırıtmak ve çok çalışmak zorundayız :).

Papppazın Bağı-Ankara'nın Bağları :)

Ankara'ya geldiyseniz, Ankara'daysanız mutlaka uğramanız gereken yerlerden papazın bağı çoğu yerde şöyle tanımlanır ;betonarmelerin arasında cennet. Farklı bir şeyler yapmak istiyorsanız mutlaka gidin derim.Kızılay'dan GOP 112-114 numaralı ego ile tam önünde inebilirsiniz araç ile  ise Filistin caddesinden sonra bulursunuz :). Özellikle hafta içi, sakin konuşmak için, ideal yerlerden.

25 Eylül 2013 Çarşamba

Beş yaş insanın en olgun çağıdır;sonra çürüme başlar.

     *Oğullar ve Rencide Ruhlar*
Pek çok yerde ismini duyduğum bir yazar "Alper Canıgüz"  merak ediyorum okuma listeme ekliyorum ve Ankara'ya geldiğimde evde bulup başlıyorum okumaya çok farklı ve ironik bir kitap kesinlikle, pek çok kısmında kahkaha atmanız olası.Bunun gibi;
-Benden,evde Shostakovich dinleyen benden,"kestane,gürgen,palamut"diye yırtınmam bekleniyordu.Neyse ki asosyalliğim ve ara ara içimde kopan fırtınaları dışa vuran mimiklerim sayesinde öğretmen benim bir zihinsel özürlü olduğuma hükmetti de düştü yakamdan.[syf:8]
Sistemi ve otoriteyi sorgulatan bir çok yeri de bulmanız olası.Bunun gibi;
-Meseleyi,"katil zaten delinin tekiymiş"diye çözmek rahatlatıyordu onları.Yani düzen o kadar mükemmel ki,o düzenin yasalarına karşı çıkan kişinin aklından kuşkulanmak gerekir,demeye getiriyorlardı.İşte beni hasta eden bu yaklaşımdı.[syf:83]
---"Noktalı virgüllerin,noktalara göre yaşama şansımı artırdığına inanıyordum."[syf ;173]
Sanırım bana ve bir çoğuna göre kış iki kişilik bir mevsim.Ne yazık ki bu kış seni sevmiyorum Ankara.Sinirlendiğimde aslında söylemek istediklerimin onlar olmadığının anlaşılmasını beklemekten ,yoruldum,sevdiğimde gerçekten  farklı sevdiğimi öğretmekten,insanların birazda kendilerine bakması gerektiğini anlatmaktan yo-ruldum. Birde gururlu olan ya da öyle olduğunu zanneden bir kesim var onlara da iki-üç kere aramanın, üstelemenin arkadaşlık olmadığını anlatmaktan, bir şeyleri kaybetmek istemiyorsanız uğraşın demekten yoruldum.Kendime de bencil OL! demekten yoruldum.Yorulduğum pek çok şey var sanırım ama büyüyorum artık bir şeye üzülürken daha ne olabilir derken, dememe kalmadan yenisi geliyor iyi olmak zorundayız.

16 Eylül 2013 Pazartesi

IN PURSUIT OF MAGIC

Her seyahatta ,her yolculukta hepimiz büyülenmek istemiyor muyuz? Ama büyü kısa sürüyor.Ankara günleri,kafam allak bullak hayat zor dedirten süreçlerdeyim . Ailenizin yerine koyduğunuz insanlar bir gün yanınızda olmuyor.Hayatınız boyunca yanınızda istediğiniz kişiyle artık aynı yolda olmayacağını düşünmek bile zor!!!!Bunun kadar önemli herkese destek olurken sizin bu süreçleriniz de size destek olunmaması nede olsa sadece başkaları acı çekiyor ben zırhlarımla korunuyorum.

Aile bağları üzerine iki tezat film

 "We need to talk about Kevın" çok sık duyduğum ve izlemek istediğim bir filmdi ama  beğenmedim.
Babamın penguenleri kesinlikle eğlenceli bir film arıyorsanız izlemeniz gerekenlerden.Zaten Jim Carrey olması ve eğlenmemek mümkün değil.İki filminde özeti aile içerisindeki sevginin önemi.