Takip pıtırcıkları

29 Ocak 2011 Cumartesi

27 Ocak 2011 Perşembe

aklımda bulunsun


yapılması gereken okunamsı gereken okadar çok kitap var ki.Bu filmide ilk kez duydum izlemem gerk!

ola bauer,philippe djian,tolstoy okumam gerek

"...neredeyse tum umudumu yitirmistim, dunyaya karsi duydugum tiksinti ona karsi duydugum sevgiyi bastirmisti, kimi zaman tum bir gun tek sozcuk soylemeden oylece kaliyordum, bellegim artik cocuklugumla ilgili olarak cok uzaklara gitmiyorudu, en ufak bir seyle egleniyordum; olaylarin ozune gittiginiz zaman sizi saran o derin, esritici, korkunc yalnizliga daha once bir goz atmistim, fazla konusan insanlar canimi sıkıyorlardı..."eşiktekiler- philippe djian

bizim bayramı çocuklara dewredeli çok düşünür oldum

Gerçekten sıkıcı boğucu katlanılmaz dönemlerim oluyo kabul ama bi şekilde yine bununla başa çıkmaya çalışıyorum gerçekten pollyanacılığı başarabilen insanlardanım.Film izleyesim kitap okuyasım geldi en azından buna seviniyorum benim için nabız atışları başladı demektir.Sanırım bide okulun olmaması bunda çok etkili babacığımı çok özledim izmiri ewimi :(


"tıpkı ne olduğuna tam karar verilemeyen bu ara renk gibi, ara durumlar, ara duygular, belirsizlikler, bulanıklıklar yok mudur herkesin içinde, hayatında, seçimlerinde? insan kendine bile tanımını tam yapamadığı, çoğu kez istese de yapamayacağı duygular, durumlarla iç içe yaşamaz mı? her şeyin niyesini, nasılını o kadar bilerek mi yaşıyoruz sanki?"

"nedenini bilmeden ağladıklarımızın içimizden hiç gitmediğini artık biliyorum." MURATHAN MUNGAN

into the wild



bu filmi uzun süredir merak ediyodum ve filmi sürekli otostop çeken bi çocuğun macerası die tahmin ediodum.nasıl hayal ettiysem farklı bi film ama öle izlemeseydim olmazdı tarzı deildi..Kronolojik olarak kemerine olayları kazıması çok tatlıydı

Her şeyi gerçek adıyla söyle!
bazı insanların sevgiyi haketmediklerini düşünüyorum yani boş alanlara doğru sessizce yürüyorlar ve geçmişle aralarındaki uçurumu kapatıyorlar.
İnsanın hayatta güçlü olması önemli deil güçlü hissetmesi önemli..
EĞER HAYATIN MANTIK TARAFINDAN YÖNETİLDİĞİNİ DÜŞÜNÜRSEK YAŞAMA İHTİMALİNİ YOKETMİŞ OLURUZ(rafting yapıldıktan sonra sölenen cümle)
İnsanlar birbirini kaybettiğinde dahada yumuşuyor:(
Mutluluk neydi?komşuna duyduğun sevgi ,doğa ve bunlardan daha önemlisi bir eş bulmak sanırım mutlulukta ewrensel bi kawram:)
bir eş bulmak  bir erkeğin kalbi başka ne isterr?.

24 Ocak 2011 Pazartesi

eldiven schiller



Hangisini tercih ederdi acaba, unutulmaz bir roman kahramanı olmayı mı, yoksa korkusuzca seven ve sevilen mutlu bir aşık olmayı mı?
Siz hangisini seçerdiniz?
Hayat seçimlerle dolu ve Pascal'ın dediği gibi "her seçim bir kaybediştir," bir şeyi seçer, bir başka şeyi kaybedersiniz.
Ya da hiçbir şeyi seçemez ve her şeyi kaybedersiniz.
Bu da bir seçim... Bir şeyi seçip bir başka şeyi kaybetmek mi, hiçbir şeyi seçmeyip her şeyi kaybetmek mi?
Zırhlarımız, korkularımız, savunmalarımız, hesaplarımız bizi hep bir şeyi seçmemeye götürüyor, aklımız "öbürünü kaybetmemeliyiz" diyor... Ve en akıllı, en güç, en zırhlı, en hesaplı olduğumuz zamanda, her şeyi kaybediyoruz, en çok istediğimiz bizden en uzağa düşüyor.
Kendi seçimimizi yapamadığımız için de insanları sınayıp duruyoruz.
Eldivenlerimizi aslanların arasına atıp "Beni seviyorsan onu getir," diyoruz.
Bir eldivene bir aşk gidiyor.
Nietzsche, "Tanrıyı ve insanları denemeyin," diyor.
Schiller, eldiven şiirini yazıyor.
Peçorin, Anna Karenina'yı sevmiyor.
Anna Karenina, aşık olmayı hayatıyla ödüyor....

23 Ocak 2011 Pazar

umut




Taşınmak,sınav,yeterlilik,para bir sürü problem ve gerçekten yoğunluk,resimdekilerin hiç birini oluşturamayacağımız bir evde olsa merkezi bir yerlere taşınmak güzel umarım her şey istediğimiz gibi olur ama parasal konuların ciddi problem olduğu şu günlerdeki yoğunluktan ölmek üzereyim sanırım

22 Ocak 2011 Cumartesi

^^tolstoy^^

^^Nasıl kafa sayısı kadar düşünce varsa, kalp sayısı kadar da sevgi çeşidi vardır.^
            ^^ Her şey beklemesini bilen kişiye kendiliğinden gelir.^^
^^ İnsanlara en adil şekilde dağıtılan nimet akıldır. Çünkü kimse aklından şikayetçi değildir.^^

18 Ocak 2011 Salı

şimdi sen gidiyorsun ya..

 
şimdi sen gidiyorsun ya herkes sana benzeyecek,
her yanımdan geçenin yüzünde seni göreceğim.
 her günaydın diyen sen olacak.
her yüzüme bakanda senin sıcaklığını hissedeceğim.
 her gördüğüm resimde seni göreceğim,
 her duyduğum şarkı sanki sana yazılmış gibi gelecek bana
bakarsın belli mi olur bende sana şarkılar yazarım...
şimdi sen gidiyorsun ya
arkana bile bakmadan her arkasını dönüp yoluna devam edende seni hatırlayacağım.
sadece sen olacaksın çevremde gezen insanlar..
şimdi sen gidiyorsun ya herkes sana benzeyecek
 sen geri gelene kadar...


Yılmaz ERDOĞAN

14 Ocak 2011 Cuma

renksiz hayaller

Bazı şeylerin bukadar imkansız olmasına lanet olsun!
İşkenceyi arttıran umuda lanet olsun!Fazlasıyla olmuycak bişey olduğunu bilmek daha acı yine kanı çekilmiş insan moduna geçtim inanılmaz halde katlanılmaz bi insan oldum.