Takip pıtırcıkları

11 Kasım 2012 Pazar

Sessiz Bir Ölüm

İç karartıcı,ancak böyle bir hayatı yaşayanın anlayabileceği hayatlardan birini anlatan kitap.                                                                                                           ÖYLE DEĞİLMİŞ İNSAN DOĞDUĞU İÇİN,YAŞAMIŞ OLDUĞU İÇİN ÖLMÜYOR, BİR ŞEYLERDEN ÖLÜYOR.


"Bu kez ,büyük acımı denet altında tutamıyordum.İçimde benden başka biri ağlıyordu" syf:35




"Ne!kadar yalnızdı ona dokunuyordum,onunla konuşuyordum ama acısına sokulabilmek olanaksızdı."syf:95

Kendini Tanıyor Musun?

Ne kadar doğru bir cümlesin.

 Kitapların arasında geçen hafta sonu okunan makaleler, yorgunluk hayata yetişememek ve artan stres insanları anlamaya çalışmak,anlamak istemek!
Kendini tanıyabiliyor mu insan acaba neyle mutlu olacağını nereden biliyor nasıl emin oluyor? kendini tanımak ne kadar zaman alıyor? neden sürekli sızlanıyor.Kendini tanıdığına emin olan var mıdır?İnsan başına gelebilecek opsiyonlara nasıl tepki vereceğini biliyor mu.?

7 Kasım 2012 Çarşamba

Birlikte Yürümek

El ele yürümek en hasret olduğum…
‎”elele yürümek- bunu yapabilecek miyiz?” diye sormak istemiştim sana: -herhalde -galiba kemal demirel’den yıllar önce işittiğim; belki kendi sözü olan- o sözü anımsamıştım: ‘sevgi, iki insanının birbirlerinin yüzüne bakmaları değil, birlikte aynı yöne bakmalarıdır.’elele tutuşma edimini düşün - bunu, en başından başlayarak, kendiliğinden, doğallıkla, hiç yadırgamadan yapmıştık: benim sağ elim, senin sol elin; tıpatıp, içiçe, sımsıkı… öyle olurdu ki, sokağa, yürümeye çıktığımızda, ellerimiz sanki kendiliklerinden bilirlerdi tutuşmaları gerektiğini; aynı anda da, karşılıklı, birbirlerini bulup, kavuşurlardı.bu, birbirimize iletmekte olduğumuz anlam(lar)ın bir tür odak noktasıydı - sanki, ilişkimizin, somut, fiziksel, hatta ‘duyumsal’ temeli..ve tabii, ‘yürümek’ - bu konuda kafamı nasıl bozmuş olduğumu biliyorsun: y ü r ü m e - b i r l i k t e yürüme… -daha ulu birşey bilmiyorum. -sevişmek bile, bütün yakınlığıyla, yüceliğiyle, güzelliğiyle; ama patlayan ve sönen tutkusuyla, heyecanıyla, doyumuyla, birlikte yürümektan daha üstün değil- hele, bir de, birlikte gidilecek bir yer (bir amaç, bir erek) varsa…
---yürüyüş----ne kavram ama!…. ”  (Oruç Aruoba)

6 Kasım 2012 Salı

Yağmur Durduğunda

YENİSİ GELİNCE ESKİSİNİ BEĞENMEYİZ!

Eşinizin eş cinsel olduğunu, bunu onunla evli olduktan 7yıl sonra öğrenseniz ve çocuğunu(zu) ondan uzaklaştırmak için eşinize gitmesi gerektiğini söyleseniz hemde severken.
Yine bir istanbul devlet tiyatrosu oyunu.Oyun gerçekten güzel ama canınız sıkkınsa gitmeyin,eğlenceli bişeylere ihtiyacım vardı ve pek iyi gelmedi.."Life during wartime" filmini izlemeden gitmeyin bu oyuna insan daha çok sorguluyor bazı şeyleri.Olaylar örüntüsü ve bolca dram ilişkiler,insanlar garip dedirten cinsten.

4 Kasım 2012 Pazar

Hayatta her şey senin istediğin gibi olmuyor bu yüzden nice aşklar Flu gibi netleşmiyor

En-lerimiz olur ya hayatta en çok gitmek istediğim yer,konser,en sevdiğim diye Ajda Pekkan konseri de yıllardır en çok gitmek istediğim konserlerdendi okadar keyifliydiki dün akşam bu yaşta bu sexapelite, güzellik beğenmemek elde değil sen çok yaşa :)

2 Kasım 2012 Cuma

Herkes aynı hayatta kendini bişey sanma ne kadar çok bilirsen o kadar bela başa

"Benim hayatta sizin kadar tecrübem yok. Pek az insanla tanıştım ve daima kendimle yaşadım. Görüyorum ki başka yollardan gittiğimiz halde ikimizde aynı neticeye varmışız: ikimiz de birer insan arıyoruz, kendi insanımızı... Eğer birbirimizde bunu bulursak harikulede birşey olur..."
-Kürk Mantolu Madonna-

1 Kasım 2012 Perşembe

Venedik Taciri

İlk perdenin aşırı sıkıcı geçmesine rağmen ikinci perde gayet güzeldi. Yıllardır bilinen, hakkında çok şey duyulan oyun ama içeriğini bilmediğim için ben farklı izlenesi ve gerçekten de güzel bir oyun buldum, izlenmeli.

30 Ekim 2012 Salı

İZMİR Kurban-29 EKİM bayramı



Kurban Bayramı, aile saadeti derken azda olsa bulunan fırsatlarla gidilen yerlerden Bornova Leman Kültürü çok beğendim Lemanlar içerisinde en tatlı olanı cidden çok tatlı olmuş. İzmir de bu yıl 29 ekim kutlamaları havai fişek gösterisi dışında çok kötüydü nerede o eski bayramlar dedirten cinsten. Koca bir tatil geçti o kadar çabuk geçti ki ders çalışmak yok,ödev yapmak yok tez taslağı hazırlamak yok bunları kim yapacak acaba? Ankara'ya dönüş zamanı geldi ve hızlı geldi yetişmek zor bunlara :(

27 Ekim 2012 Cumartesi

Life During Wartime

''Affetmeye çalışıyorum unutmaya çalışıyorum 
Beni üzen şeyleri yeniden yaşamamaya çalışıyorum
Hepimiz hatalar yapıyoruz o halde onları kabul etmemek niye
Ben bir hata yaptım tıpkı vietnam gibi
Savaş zamanı yaşam..''''
 Müziği dışında gereksiz bir film.

21 Ekim 2012 Pazar























Ankara'da buz gibi hava ya, İzmir sıcacık derken hava bozdu çok bozdu :)salgınımı hala atamıyorum bir türlü iyileşemedim.Bayram tatillerinde geleneksel aile saadetimizi yaşıyoruz bu bayram en uzun bayramlardan ya da kendime bayram ilan ettiğim en uzun bayram ama ödevlerle ve işle geçicek bir tatil sanırım Sınavlar,koşuşturmalar,stresle ve hastalıkla geçen bir süreç insan ne kadar yoğunluğa alışırsa aynı doğrultuda her şeye zaman bulabiliyor bir saldım mı toplayamıyorum.İnsanlara,aileye,arkadaşlara zaman ayırmak gerek bunlar önemli kendin için elbet zaman bulunur.
Bunun dışında kimi zaman gerçekten şükretmeyi bilmeyen, sürekli memnuniyetsiz insanlara katlanamıyorum.Eleştiri kabiliyetlerinin geliştiği kadar beyin hücreleri de gelişse böylelerinin ne kadar güzel olur.Özgün olmayan insanlar ve kendini beğenmiş insan olmayan canlılara tahammülüm yok hayatımda ,böylelerinin de yeri yok yanımda.  
                             Şu filmde vizyona girsin artık sabırsızlıkla bekliyorum,hemen gelsin!!!