Takip pıtırcıkları

söz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
söz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Kasım 2012 Çarşamba

Birlikte Yürümek

El ele yürümek en hasret olduğum…
‎”elele yürümek- bunu yapabilecek miyiz?” diye sormak istemiştim sana: -herhalde -galiba kemal demirel’den yıllar önce işittiğim; belki kendi sözü olan- o sözü anımsamıştım: ‘sevgi, iki insanının birbirlerinin yüzüne bakmaları değil, birlikte aynı yöne bakmalarıdır.’elele tutuşma edimini düşün - bunu, en başından başlayarak, kendiliğinden, doğallıkla, hiç yadırgamadan yapmıştık: benim sağ elim, senin sol elin; tıpatıp, içiçe, sımsıkı… öyle olurdu ki, sokağa, yürümeye çıktığımızda, ellerimiz sanki kendiliklerinden bilirlerdi tutuşmaları gerektiğini; aynı anda da, karşılıklı, birbirlerini bulup, kavuşurlardı.bu, birbirimize iletmekte olduğumuz anlam(lar)ın bir tür odak noktasıydı - sanki, ilişkimizin, somut, fiziksel, hatta ‘duyumsal’ temeli..ve tabii, ‘yürümek’ - bu konuda kafamı nasıl bozmuş olduğumu biliyorsun: y ü r ü m e - b i r l i k t e yürüme… -daha ulu birşey bilmiyorum. -sevişmek bile, bütün yakınlığıyla, yüceliğiyle, güzelliğiyle; ama patlayan ve sönen tutkusuyla, heyecanıyla, doyumuyla, birlikte yürümektan daha üstün değil- hele, bir de, birlikte gidilecek bir yer (bir amaç, bir erek) varsa…
---yürüyüş----ne kavram ama!…. ”  (Oruç Aruoba)

14 Eylül 2012 Cuma

OSHO'ya göre sevgi

Sadece digerinin mevcudiyetinin içindeyken ansızın kendini mutlu hissedersen, sadece birlikte oldugunuz için zevkten sarhoş olursan, sadece diğerinin mevcudiyeti yüreginin derinliklerinde bazı şeyleri tatmin ederse.... yüreginde bir şey şarkı söylemeye başlarsa,armoninin içine girersen...gerçek sevgidir....digerinin sadece mevcudiyeti beraber olmanıza yardım eder; daha çok birey olursun; merkezinde, ayakları yere basan. o zaman o sevgidir.sevgi bir tutku degildir. sevgi bir duygu degildir.
Sevgi birisinin bir şekilde seni tamamladığının derinden anlaşılmasıdır.Birisi seni tam bir döngü yapar.digerinin mevcudiyeti ve yansıması seni çogaltır.sevgi kendin olma özgürlügünü tanır sana; o sahip olmak degildir.o yüzden izle; hiç bir zaman seksi, sevgi olarak düşünme, yoksa kanarsın. farkında ol ve birisiyle sadece mevcudiyetinin; başka bir şey değil, saf mevcudiyetinin yeterli olduğunu hissetmeye başladığında, başka hiç birşey istemediğinde, yalnızca varlığı,sadece olması seni mutlu etmek için yeterli olduğunda.......içinde birşeyler çiçek açmaya başlar, bin bir tane lotus çiçeklenir,o zaman aşık oldun ve o zaman gerçekliğin yarattığı tüm zorlukları aşabilirsin.sevgi sonsuzluktur. eğer varsa, o zaman sürekli olarak gelişir ve gelişir.sevgi başlangıcı bilir ama sonu bilmez..


1 Ağustos 2012 Çarşamba

 Sylvia Plath: 11 Şubat 1963'te, ikinci kattaki odalarında uyumakta olan çocuklarının yanına süt ve kurabiye bıraktıktan sonra, odalarının kapısını da içeri gaz girmeyeceğinden emin olmak üzere bantlayarak kapattı ve kafasını fırının içine sokarak intihar etti.Bu olay onun yasadığı evin lanetiydi çünkü Yeats de bu evde ihtihar etmisti.Plath’ın Türkçe’ye çevrilen eserleri arasında bulunan “Sırça Fanus” adlı romanı, birçok kişi tarafından ilk Amerikan feminist romanı olarak değerlendirilir.

28 Temmuz 2012 Cumartesi

İçimizdeki Şeytan

İçinde şeytan dediğin o şeyin en kıymetli tarafın olmadığını nereden biliyorsun?
Sabahattin Ali'nin okumadığım en son kitabını da bitirdim.Kitaptaki bi çok sözü bu zamana kadar okadar çok yerde duymuşum ki sanki kitabı önceden okumuşum hissi uyandı.Yine mükemmel bi kitap.
''Hiçbir eğlencenin seni canlandıramayacağını sanırsın''
''Burası Avrupa değil,gerçi Avrupa'ya benzemek istiyoruz ama yavaş yavaş.''
''Bir insanı kendisi kadar, kendi düşünceleri ,dertleri,korkuları ve noksanları kadar ne meşgul edebilirdi?Halbuki bütün arkadaşlarımın gözünde sanki sihirli bir gözlük vardı ve onların kendilerini görmelerine mani oluyordu.Bu kadar ahmakça bir körlüğe başka türlü mana verilemezdi.''
''Hayatta hiçbir şey uğruna ölmek için istenmez Her şey yaşamamız için olmalıdır.Yaşamak herkesten daha iyi herkesten daha üstün yaşamak....belki de biraz ZALİM OLARAK YAŞAMAK.''
''Saatlerce konuşup hiçbir şey ifade etmemek kabiliyeti Türkçeye aitti.''
''Ruhları insana yabancılardan daha uzak olan akrabalar''
''Riyakarlık tesellide son haddini bulur.''
''Çok gülmenin arkası ağlamaktır.Her hangi memnun edici bir hadise geçer geçmez sebepsiz bir korku ve hüzün yaratıyordu.''
''Bizler,her gördüğümüz fenalığın ve rezaletin bir parçasını ruhumuzda ebediyen beraber taşımaya mahküm insanlar,ayın yanında ne kadar zavallı ve küçük şeyleriz.''
''Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş.''
''Kendisinden bir şey isteyen bir insana red cevabı vermeyi hemen hemen asla beceremeyen kimselerdendi.''

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Seni sevmekten ne zaman vazgeçtim?


Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.
Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.
Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden “sen” olduğun için vazgeçtim.
Bencil olduğun için vazgeçtim.
Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgecmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi.
Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.
Bu yüzden ben de senden vazgeçtim.


frida kahlo

2 Mayıs 2012 Çarşamba

Herkes geçer diyor, geçer mi Olric? Herkes ne bilir acımı, herkes ne bilsin acım...ızı! Yaşar gibi yapmaktan, özlemez gibi yapmaktan, iyiymiş gibi yapmaktan, nefes alıp onu içimde tutmaktan, o nefeste boğulmaktan sıkıldım. Ki nefessizlikten değil nefesten boğulmaktır marifetimiz Olric… Evet efendimiz. Bana katıldığını bilmek güzel. Arada ses vermen güzel; içimin sesi de olmasa ölürüm yalnızlıktan!- Oğuz Atay (Tutunamayanlar)-

5 Mart 2012 Pazartesi

Şöyle bir ikilem yaşıyorum: seni bütünüyle kendime istiyorum; ama senin özgür olmanı, bağımsız olmanı da istiyorum - bana bağlı olmanı; ama, benden bağımsız olmanı…                                                                                                                           Oruç Aruoba
Bu kitap candır ! Bu cümlenin ne kadar anlamlı olduğunu büyüdükçe daha da iyi anlıyorum hayat zor bi yer mutlu olunduğu kadar acı çekiliyor belki daha fazlasını yaşıyoruz belirsizlik bazen iyi ama sonucunda güzel şeyler olmalı bilinci var belirsizlik ya hayatımızı kötüye götürcek olaylar getirirse geçiş ara dönemleri sewmiyorum....Hırslı insanları sevmiyorum ama başarı elde edenlerin çoğu hırslıysa hırslımı olmak gerek bunu da bilmiyorum ama ilşkiler,hayat,düzen,düzensizlik garip şeyler bunlar...

17 Temmuz 2011 Pazar

'seni sevdiğimi anlayacaksın, sevmediğim zaman..
                 "sırf birisi "iyi geceler" demediği için, iyi geçmeyen geceler vardır" PABLO NERUDA

18 Şubat 2011 Cuma

'Yetenek belki de yüceltilmiş öfkeden başka bişey değildir.'Adorno
Her insan mutlu olamaz...
Çünkü gereğinden fazla özler dünü, hak ettiğinden fazla düşünür yarını. Ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü.
Her insan mutlu olamaz...
Çünkü gereğinden fazla özler hayatından çıkanları, hak ettiğinden daha büyük umutlarla bekler hayatına girenleri. Ve asla göremez yanı başındakileri... (Tolstoy)

27 Ocak 2011 Perşembe

bizim bayramı çocuklara dewredeli çok düşünür oldum

Gerçekten sıkıcı boğucu katlanılmaz dönemlerim oluyo kabul ama bi şekilde yine bununla başa çıkmaya çalışıyorum gerçekten pollyanacılığı başarabilen insanlardanım.Film izleyesim kitap okuyasım geldi en azından buna seviniyorum benim için nabız atışları başladı demektir.Sanırım bide okulun olmaması bunda çok etkili babacığımı çok özledim izmiri ewimi :(


"tıpkı ne olduğuna tam karar verilemeyen bu ara renk gibi, ara durumlar, ara duygular, belirsizlikler, bulanıklıklar yok mudur herkesin içinde, hayatında, seçimlerinde? insan kendine bile tanımını tam yapamadığı, çoğu kez istese de yapamayacağı duygular, durumlarla iç içe yaşamaz mı? her şeyin niyesini, nasılını o kadar bilerek mi yaşıyoruz sanki?"

"nedenini bilmeden ağladıklarımızın içimizden hiç gitmediğini artık biliyorum." MURATHAN MUNGAN

24 Ocak 2011 Pazartesi

eldiven schiller



Hangisini tercih ederdi acaba, unutulmaz bir roman kahramanı olmayı mı, yoksa korkusuzca seven ve sevilen mutlu bir aşık olmayı mı?
Siz hangisini seçerdiniz?
Hayat seçimlerle dolu ve Pascal'ın dediği gibi "her seçim bir kaybediştir," bir şeyi seçer, bir başka şeyi kaybedersiniz.
Ya da hiçbir şeyi seçemez ve her şeyi kaybedersiniz.
Bu da bir seçim... Bir şeyi seçip bir başka şeyi kaybetmek mi, hiçbir şeyi seçmeyip her şeyi kaybetmek mi?
Zırhlarımız, korkularımız, savunmalarımız, hesaplarımız bizi hep bir şeyi seçmemeye götürüyor, aklımız "öbürünü kaybetmemeliyiz" diyor... Ve en akıllı, en güç, en zırhlı, en hesaplı olduğumuz zamanda, her şeyi kaybediyoruz, en çok istediğimiz bizden en uzağa düşüyor.
Kendi seçimimizi yapamadığımız için de insanları sınayıp duruyoruz.
Eldivenlerimizi aslanların arasına atıp "Beni seviyorsan onu getir," diyoruz.
Bir eldivene bir aşk gidiyor.
Nietzsche, "Tanrıyı ve insanları denemeyin," diyor.
Schiller, eldiven şiirini yazıyor.
Peçorin, Anna Karenina'yı sevmiyor.
Anna Karenina, aşık olmayı hayatıyla ödüyor....

22 Ocak 2011 Cumartesi

^^tolstoy^^

^^Nasıl kafa sayısı kadar düşünce varsa, kalp sayısı kadar da sevgi çeşidi vardır.^
            ^^ Her şey beklemesini bilen kişiye kendiliğinden gelir.^^
^^ İnsanlara en adil şekilde dağıtılan nimet akıldır. Çünkü kimse aklından şikayetçi değildir.^^

12 Ocak 2011 Çarşamba

İnsanoğlu çok derin bir varlıktır.Ben tanrı olsaydım bu kadar derin yaratmazdım
DOSTOYEVSKİ

8 Ekim 2010 Cuma

sonbahar yağmurları...


^^^^Birbirini incitmeyecek kadar uzak, hayatın soğuk zamanlarında üşümeyecek kadar da yakın olmayı öğrenmek…^^^^^^^^^^
Eski zamanların dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok etkilenmiş, büyük kayıplar vermişler.
Ama en çok kayıp veren kirpilermiş.
Çünkü onların pek çok hayvan gibi kalın kürkleri yok, kendilerini sıcak tutması zor olan dikenleri var.
Bu durumdan en az zararla kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış, çözüm aramaya başlamış.
Tartışa tartışa, nihayet geceolunca tüm kirpilerin bir araya toplanmasına, birbirlerine yakındurarak geceyi geçirmelerine karar verilmiş.
Böylece kirpiler birbirlerininvücut sıcaklığından yararlanacak, aralarındaki hava tedavülünü önleyerek donmaktan kurtulacaklarmış .
İlk geceki deneyimlerinde bunun işe yaradığını görmüşler.
Ama başka bir problem çıkmış ortaya.
Üşüyen kirpiler birbirlerine fazla yaklaştıklarından yaralanmalar gerçekleşmiş.
Daha sonraki gece yaralanma korkusundan birbirlerinden uzak durmuşlar ama bu seferde donmalar meydana gelmiş.
Ne var ki, her gece kâh uzaklaşakâh yakınlaşa, deneye yanıla birbirlerinin vücut sıcaklığındanyararlanacak kadar yakın, ancak birbirlerini incitmeyecek kadar uzakdurmayı öğrenmişler.

11 Temmuz 2010 Pazar

hayat bu işte........


‎''sayın tanrı ve insanları denemeyiniz''... Nietzsche ne güsel bir sözdür denendiğimizde sonuçlarını fazlasıyla görmemiz mümkün:) yine yolculuk yine ayrılık vakti bloguma yine ara wericem:( hayatımda her zaman şuna inanırım hiç bi zaman her şey tam olmuyor mutlaka bi parça eksik oluyor işte o parça sadece gidip geliyor tamamlanmıyor ama hiçbir zaman. hayat böle bişi sanırım.Mutlu olmak için çok uğraşıyoruz sonuç.........?telefonu renginden dolayı alan özelliklerine bakmayan bir insanım ben anlattıklarımın kopukluğu uzun süre yazmamanın doğurduğu bir sonuç....

1 Temmuz 2010 Perşembe

e. e. Cummings..


Edward Estlin Cummings (1894 - 1962), E. E. Cummings ismini kullanan Amerikalı şair, ressam, deneme ve oyun yazarıdır. Hayatı boyunca dokuz yüzden fazla şiir, iki roman, birkaç tane de tiyatro oyunu ve deneme kitabının yazarı olan Cummings'in, bunların yanında birçok tablosu bulunmaktadır. 20. yüzyıl şiirinin en önde gelen ve popüler yüzlerinden biridir.E. E. Cummings'in geleneksel olmayan majüskül (büyük) harf kullanma tarzı zaman zaman yayıncı ve okurları tarafından isminin küçük harflerle ve araya nokta konulmadan yazılması suretiyle öne çıkarılmıştır. Ölümünden sonra eşi tarafından bir kitabın önsözünde[1] belirtildiği üzre yazar sadece küçük harf kullanarak şiirlerini yazmıştır. Böylece ismi resmi olarak "e. e. cummings" olarak değiştirilir. Fakat daha sonra, Cummings tarafından eserlerini Fransızcaya çeviren kişiye yazılan bir mektup incelendiğinde isminin yazılışında büyük harf kullanılmasını tercih ettiği ortaya çıkar[2]. Bugün Cummings'i araştıran bir kişi yazarın ismini küçük harfle yazmasının bir alçakgönüllülük göstergesi olduğunu düşünebilirken, bir diğeri bu durumu yazarın kibirli olmasıyla açıklamaktadır.

'''''Gidelim hadi dedi adam/ Çok uzağa değil dedi kadın/ Çok uzak da ne ki? dedi adam/ Olduğun yer dedi kadın..." Cummings'''

" Seni diğerlerinden farksız kılmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada kendin olarak kalabilmek dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş başladı mı artık hiç bitmez

25 Mayıs 2010 Salı

?


...ruhlarımız için en lüzumlu, en kıymetli olan şeyleri birbirimizde bulduktan sonra diğer teferruatı görmemezlikten gelmek, daha doğrusu büyük bir hakikat için küçük hakikatları feda etmek, daha insanca ve daha insaflı olmaz mıydı??

1 Mayıs 2010 Cumartesi

ne kadarda doğru....

. seni sen olduğun için değil, seninle birlikte olduğumda ben olduğum için
seviyorum.

. hiç kimse gözyaşlarını hak etmez, onlara lâyık olan kişi ise seni ağlatmaz.

. sen istediğinde sana aşık olmaması, sana aşık olmadığı anlamına gelmez.

. gerçek arkadaş, elini tutan, kalbine dokunandır.

. birisine yabancılaşmanın en kötü biçimi yanında oturuyor olup ona hiçbir
zaman ulaşamayacağını bilmektir.

. hiçbir zaman gülümsemekten vazgeçme, üzgün olduğunda bile! gülümsemene
kimin, ne zaman aşık olacağını bilemezsin.

. tüm dünya için sadece bir kişi olabilirsin fakat bazıları için sen bir
dünyasın.
. zamanı onu seninle birlikte geçirmeye hazır olmayan biriyle geçirme.

. belki de tanrı uygun kişiyi tanımandan önce yanlış kişilerle tanışmanı, onu
tanıdığında minnettar olman için istedi.

. &bitti diye üzülme, ;yaşandı; diye sevin.

. her zaman seni üzecek birileri olacaktır, yapman gereken insanlara
güvenmeye devam etmek, kime iki defa güveneceğine daha fazla dikkat etmektir.

. birini daha iyi tanımadan ve bu kişinin senin kim olduğunu bilmesinden önce
kendini daha iyi bir kişiye dönüştür ve kim olduğunu bilerek kendine güven.

. kendini çok zorlama, en güzel şeyler onları en az beklediğinde olur.

yaşanan her şeyin bir sebebi vardir....
Gabriel garcia marquez

27 Mart 2010 Cumartesi

kadın


"Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma Meryem…

Seninle benim gibi kadınlara hayatta yalnızca bir, tek bir marifet gereklidir, o da zaten okulda öğretilmez.
O da tahammül.
Sabretmek.
Katlanmak.

Sahip olduğumuz tek şey bu yeteneğimizdir…. Bir erkeğin kalbi fesat, habir bir şeydir, Meryem. Bir ananın rahmine hiç benzemez. Kanamaz, sana yer açmak için genişlemez..."

Khaled Hosseini
sanırım bu aralar blogumda yer verdiğim yazılar biras feminen olmaya başladı nedenki???:)sadece tesadüf

9 Mart 2010 Salı

sıkıldığı düzeyde eğlenir mi peki:D

Modern dünyada; insan ne kadar eğlenirse, canı o kadar sıkılır - Anthony Daniels