Takip pıtırcıkları
12 Nisan 2010 Pazartesi
alice in wonderland
uzun süredir en azından bir aktiwite yapmanın werdiği mutluluk we tim burton filmi olması ama beklentilerimi pek karşılayamaması yinede gnçtrll kullanmanın werdiği mutluluk:D ankamall sinemaları bence gerçekten güzel:) bu arada blog ayarlarım bozuldu resimler nasıl çıkarsa şansımaaa:((
11 Nisan 2010 Pazar
kurduğun düşü kim büyütecek???
okadar uzun zaman olduki yazmayalı ama geri döndüm wizeler bitti ama kötü geçtiler elimden kaçırdığım 1.dönemki fırsattan sonra zaten artık domino taşları geldi sanırım bu aralar yine fazlasıyla gezmek istiyorum.insanlar için gezmek bir şeyler elde etmenin hırsı hiçbir zaman bitmezzz ama önemli olan hayatta iç huzurdur..... eskişehir planım gerçek olur mu olmaz mı ne zaman olur bilinmez ama artık fotoğraf makinasına ihtiyacım olduğu kesin insanlar fazlasıyla sinirimi bozuyor ama takmıyorum umursamıyorum.wizeler bitti dedim ama perşembe en özeli war son olarak.
31 Mart 2010 Çarşamba
can sıkııntısı
bu aralara fazlasıyla içim sıkılıyor insanları anlayamadığım bir dönemdeyim yine sewdiğim çok az insan olması çewremdekilerin yetersizliğimi yoksa sewememe yetimden mi kaynaklanıyor anlamıyorumm
sınavlardan sonra.
sınavlardan önce ne yaptığını bilmez bir hal sınav öncesini planlayamıyorum ama wizeler sonrasında ne yapmam gerektiğini biliyorum stokladığım filmleri bitirmek alice e gitmek serseri mayınlara hatta ve drina köprüsünü bitirmek gerek bunların dışında lunaparka gitmeyi ösledimmm:)
29 Mart 2010 Pazartesi
Raymond aron
Raymond Aron. 1905-1983 yılları arasında yaşamış olan ünlü Fransız sosyolog ve filozofu. Temel eserleri arasında Aydınların Afyonu, Endüstri Toplumu, Topyekün Savaş, Demokrasi ve Totalitarizm, Büyük Tartışma, Özgürlük Üzerine Bir Deneme, Şiddetin Tarihi ve Diyalektiği, Tarih Felsefesine Giriş gibi kitaplar bulunan Aron, kariyerinin başlarında ünlü varoluşçu filozof Jean-Paul Sartre'ın yakın çalışma arkadaşı olmuştur. Ancak, Aron daha sonra Sartre'la Marksistleri şiddetle eleştirmiştir. Kendisinin Siyasal Düşüncenin Evreleri adlı bir çalışmasa daha bulunmaktadır. Aron burada Marx'la ilgili bir makale de yazmıştır. Marx'ın eleştiri oklarını fırlattığı kapitalist bir ülkenin bağrında yetişen Aron, herşeye rağmen bu makalesinde tarafsız olmayı başarabilmiştir.Sanayi toplumu kitabı okuma aşamasındadır.kitap sıkıcı değildir. ders notlarından oluşan bir kitaptır.
"Sanayileşme ya da sanayi toplumuna, kapitalist ya da sosyalist model ile ulaşılabilir." "Efendi-köle ilişkisi hiçbir zaman sürekli ve kararlı olmaz"
28 Mart 2010 Pazar
dünya tiyatrolar günü 27 martt.
DON GIOVANNI ve UŞAĞI PULCINELLA(2.kez)
Bu kadar güsel bir zamanlama olur dün gece anneciğimle oyundaydık tekrar aynı oyunu isledim ama bence adt'nin en iyi oyunu zaten islediklerim arasında muhteşem bir müzik italyan oyunu italyada da sahnelenmiş ekim ayında çok başarılı oyuncu kadrosu ve muhteşem bir orkestra
27 Mart 2010 Cumartesi
kadın
"Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma Meryem…
Seninle benim gibi kadınlara hayatta yalnızca bir, tek bir marifet gereklidir, o da zaten okulda öğretilmez.
O da tahammül.
Sabretmek.
Katlanmak.
Sahip olduğumuz tek şey bu yeteneğimizdir…. Bir erkeğin kalbi fesat, habir bir şeydir, Meryem. Bir ananın rahmine hiç benzemez. Kanamaz, sana yer açmak için genişlemez..."
Khaled Hosseini
sanırım bu aralar blogumda yer verdiğim yazılar biras feminen olmaya başladı nedenki???:)sadece tesadüf
seçtiğiniz kadın...
Harun Reşit savaşta esir aldığı düşman Generale :
-Hayatını bağışlarım ama bir şartım var , der.
'Kadınlar hayatta en çok ne ister?' budur bilmek istediğim.......
Bu sorunun yanıtını getir kurtar kelleni der.
General sorar soruşturur bu çetin sorunun yanıtını aramaya başlar
ve Kafdağındaki bir cadının bunu bildiğini öğrenir....
Günlerce gecelerce at koşturur, cadıyı bulur ve sorar:
-Kadınlar hayatta en çok ne ister?
Korkunç cadı yanıt için öyle bir şart ileri sürer ki
yenilir yutulur cinsten değil.....
-Evlen benimle!!!!.....
O zaman öğrenirsin ancak istediğini...
Bu ölümcül teklifi kabul eder General ve doğru yanıtı alır almaz
koşar Harun Reşit'e ve :
-Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek ister!.
Harun Reşit Generalin hayatını bağışlar
ancak cadıya da evlenmek için söz vermiştir.
Neyse evlenirler. İlk gece General bir bakar ki , o korkunç cadı
dünyalar güzeli bir afete dönüşmüş karanlık odada.....
Konuşur cadı :
- Benim kaderim böyle....
Günün sadece yarısı güzel olabilirim ,
diğer yarısı çirkinim der.
Ne dersin? Geceleri seninleyken mi güzel olayım ,
yoksa gündüzleri dışardayken mi?.....
General düşünür ve :
sen bilirsin kararı kendin ver der.
İşte o an korkunç cadı sonsuzadek güzel bir kadın olarak kalır....
Peki bu öyküden çıkarılacak 3 ders nedir???
1.Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek isterler.
2.Özgür iradesiyle hareket eden bir kadın her zaman güzeldir.
3.İster güzel olsun, ister çirkin olsun her kadın aslında bir cadıdırHayatınız seçtiğiniz kadındır.......
Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz,
bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz ,
zeki bir kadına rastlarsanız zekanız gelişir.
hayat kat kattır Babilin asma bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir ve bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür.gördüğünüz hayat yanınızdaki kadının terası manzarası ve hayatıdır
hayatınız seçtiğiniz kadındır....
-Hayatını bağışlarım ama bir şartım var , der.
'Kadınlar hayatta en çok ne ister?' budur bilmek istediğim.......
Bu sorunun yanıtını getir kurtar kelleni der.
General sorar soruşturur bu çetin sorunun yanıtını aramaya başlar
ve Kafdağındaki bir cadının bunu bildiğini öğrenir....
Günlerce gecelerce at koşturur, cadıyı bulur ve sorar:
-Kadınlar hayatta en çok ne ister?
Korkunç cadı yanıt için öyle bir şart ileri sürer ki
yenilir yutulur cinsten değil.....
-Evlen benimle!!!!.....
O zaman öğrenirsin ancak istediğini...
Bu ölümcül teklifi kabul eder General ve doğru yanıtı alır almaz
koşar Harun Reşit'e ve :
-Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek ister!.
Harun Reşit Generalin hayatını bağışlar
ancak cadıya da evlenmek için söz vermiştir.
Neyse evlenirler. İlk gece General bir bakar ki , o korkunç cadı
dünyalar güzeli bir afete dönüşmüş karanlık odada.....
Konuşur cadı :
- Benim kaderim böyle....
Günün sadece yarısı güzel olabilirim ,
diğer yarısı çirkinim der.
Ne dersin? Geceleri seninleyken mi güzel olayım ,
yoksa gündüzleri dışardayken mi?.....
General düşünür ve :
sen bilirsin kararı kendin ver der.
İşte o an korkunç cadı sonsuzadek güzel bir kadın olarak kalır....
Peki bu öyküden çıkarılacak 3 ders nedir???
1.Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek isterler.
2.Özgür iradesiyle hareket eden bir kadın her zaman güzeldir.
3.İster güzel olsun, ister çirkin olsun her kadın aslında bir cadıdırHayatınız seçtiğiniz kadındır.......
Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz,
bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz ,
zeki bir kadına rastlarsanız zekanız gelişir.
hayat kat kattır Babilin asma bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir ve bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür.gördüğünüz hayat yanınızdaki kadının terası manzarası ve hayatıdır
hayatınız seçtiğiniz kadındır....
26 Mart 2010 Cuma
1862-----1864 Amerikan iç savaşı
1861-1865 arasi amerikanin guney ve kuzey eyaletlerinin savastigi savas(. guney kaybetmistir.Anayasada 13. değişiklik yapılarak kölelik kaldırılmıştır.Savaşın nedenleri;
ekonominin şeker kamışı tütün ve pamuktan elde edilmesi ve gereken işgücü Afrika'dan kaçırılıp getirilen siyah ırktan oluşan kölelerden sağlanmaktaydı.ABD'nin diğer bölgelerinde ekonomi sanayiye yönelmiş ve bunun gerektirdiği serbest işgücü için kölelik ortadan kaldırılmıştı.Köleliğin kuzeyde yasaklanması ve bunun güneyede sıçraması endişesiyle ortaya çıkan karışıklıktır.
Savaşın bitiminde güneydeki bütün kölelere özgürlük hakları verildi. Kısa bir süre sonra da köleler oy kullanma hakkını kazandılar. ABD'nin güneyinde köleliğe dayanan tarım ekonomisi sona erdi.Güney eyaletlerindeki pamuk üretimini sekteye uğratması nedeniyle, osmanlı imparatorluğunun çukurova bölgesine pamuk ekmeye başlamasına yol açan savaş...
DİP NOT::::
ilgilifilm(izlemem gereken):The Good, the Bad and the Ugly
ekonominin şeker kamışı tütün ve pamuktan elde edilmesi ve gereken işgücü Afrika'dan kaçırılıp getirilen siyah ırktan oluşan kölelerden sağlanmaktaydı.ABD'nin diğer bölgelerinde ekonomi sanayiye yönelmiş ve bunun gerektirdiği serbest işgücü için kölelik ortadan kaldırılmıştı.Köleliğin kuzeyde yasaklanması ve bunun güneyede sıçraması endişesiyle ortaya çıkan karışıklıktır.
Savaşın bitiminde güneydeki bütün kölelere özgürlük hakları verildi. Kısa bir süre sonra da köleler oy kullanma hakkını kazandılar. ABD'nin güneyinde köleliğe dayanan tarım ekonomisi sona erdi.Güney eyaletlerindeki pamuk üretimini sekteye uğratması nedeniyle, osmanlı imparatorluğunun çukurova bölgesine pamuk ekmeye başlamasına yol açan savaş...
DİP NOT::::
ilgilifilm(izlemem gereken):The Good, the Bad and the Ugly
big fish
çok farklı bir film yine tim burton tarzı yine aynı kadro ve çok tatlı bir film sınavlara az kala canı fazlasıyla film islemek istemek ve hatta islemek nekadar normaldir:)?????
^^bazı balıklar yakalanamaz nedeni diğer balıklardan büyük ya da hızlı olması değil farklı olmalarıydı^^^
'''nasıl öleceğini görmek:S''
''o gece korkunç gördüğümüz canlının aslında kendini yalnız hissettiğini o yüzden kötü davrandığını keşfettik'''
''Bir erkek ne zaman mücadele edeceğini ne zaman kadere yenileceğini bilmek zorundadır''
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)