Steve McCurry 30 yılı aşkın bir süredir, dergi eleştirileri ve bir düzineden fazla kitap kapakları ve adına dünya genelinde sayısız sergiler ile çağdaş fotoğrafçılığın en ikonik seslerinden birisi olmuştur. Filedelfiya’nın bir kenar mahallesinde doğan McCurry; yerel bir gazetede çalışmaya başlamadan önce Pensilvanya Devlet Üniversitesinde film üzerine çalışmıştır.
Birkaç yıllık serbest çalışma sonrası, MucCurry Hindistan’a yapacağı pek çok ziyaretten ilkini gerçekleştirmiştir. Bir çanta kıyafet ve filmden biraz daha fazlası ile seyahat ederek, fotoğraf makinesi ile ülkeyi keşfederek alt kıta boyunca ilerlemiştir.Birkaç aylık seyahatten sonra kendisini Pakistan sınırına geçerken bulmuştur. Burada, Rus istilasının ülkeyi bütün batılı gazetecilere kapattığı anda kendisini sınırdan kendi ülkelerine gizlice kaçıran bir grup Afganistan mültecisi ile buluşmuştur.
Sakal ve bıyık ve yıkık dökük özellikleri ile geleneksel kıyafetlerinde ortaya çıkan Mücahitler ile yerleştirildikten haftalar sonra, McCurry, her dergi künyesi sayısına bir insan yüzü koyarak Afganistan’daki çatışmanın ilk görüntülerini dünyaya kazandırmıştır.O zamandan beri, McCurry altı kıta ve sayısız ülke üzerinde çarpıcı görüntülerini oluşturmaya devam etmiştir. Çalışması çatışmaları, ortadan yok olan kültürleri, eski zamandan kalma gelenekleri ve çağdaş kültürü ve benzerini içermektedir – fakat ünlü Afgan Kızı resmini bu kadar güçlü bir resim yapan insan unsurunu her zaman elde tutmaktadır (yazı CERMODERN sayfasından alınmıştır.)
Fotoğraf konusunda bir uzmanlığım olmasa da bildiğim şey kesinlikle mutluyken ve keşif duygusuyla doluyken objektiften güzel eserler çıktığı. Favorim kesinlikle son fotoğraf,huzur dolu.Sanatta ve aşkta aslında asıl önemli olan ne hissetiğimiz gerçekten..