Takip pıtırcıkları

18 Ocak 2010 Pazartesi

sliding doors

Zamanlama, kader ve aşk üçgeni üzerine kurulu olan "Silding Doors", rastlantılar, zor verilen kararlar ve tekdüze yaşamların süregeldiği modern dünyada, sadece bir kaç saniyelik gecikmenin insan hayatını nasıl değiştirebileceğini sergileyen bir film.Fatalizm kavramı pek çok vurgulanmaktadır.gwyneth paltrow 'un pek bi farklılığını anlayamadım filmde.((gwyneth paltrow'un yakışıklı chris martin'den apple isimli çocuğu vardır:D)))Jeanne Tripplehorn bu kadını nerden hatırlıyorum dedim temel içgüdü filminde oynamıştı ewet hatırladım.raslantının böylesi güsel yinede...kimse idam edilmeyi beklemez:).didonun en sewdiğim şarkısıyla kapanış yapılırr....:)

:(

canım fazlasıyla sıkkın yoruldum artık ewin hali berbat we canım gezmek bile istemiyor depresyona girdiğim bi dönem yine kimse umrumda değil aklımdakilerinde bi önemi yok hiç bişeyin sadece uyumak we awatardaki gibi dier aleme gitmek hangisi gerçek demek istiyorum. aşkı yine sorguluyorum^^^^ gözlerinin içine bak eşini seç tabiykide oda seni seçmeli diyor nasıl anlayacağım peki eğer seni öldürmeye çalışırsa ^ve seni seçerse gerçekten senindir^^ diyor bu dialog çok şey anlatıyordu......hayat garip we bazen amaçsız şu anda öyle

şimdi sence daha iyi mi?


Sorma bu ara şu halimi
Bu acıların hepsi mi daimi
Yazık oldu her iki tarafa da
Şimdi sence daha iyi mi
Bir gün oldu iki gün oldu
Ay oldu yıl oldu ümitlere
Unutmuyor gönlüm seni Seviyor her gün her gece
Yoruldu duruldu kırıldı vuruldu bir kaç kere
Yazılıdır hepsi hikayede
Yok mu bir haber alan, yok mu gören
Bu mudur adetin bu mudur tören
Yaz ya da söyle bulamadım böyle
Neresi açık adresin neresi yören

@w@t@r



James Cameron'un gişelerde fırtına gibi esen filmi "Avatar"ın bazı izleyicilerin depresyona girmesine neden olduğu belirtiliyor. Geçtiğimiz hafta CNN'in yayınladığı habere göre filmin 3 boyutlu olmasının da etkisiyle gerçeğe yakın bir deneyim yaşayan sinema izleyicileri, sinema salonundan çıktıktan sonra gündelik yaşamlarını anlamsız bularak, filmdeki ütopik dünyaya özlem duymaya başlıyorlar. Gerçek dünyanın yaşanabilirliği konusunda akılda yarattığı soru işaretleri yüzünden bazı izleyicilerini intiharın eşiğine getirdiği belirtilen film, gösterime girdiği tarihten bu yana 1.4 milyar doları aşan gişe geliri elde ederek sinema tarihinde "Titanic"ten sonra en yüksek gişe başarısı elde eden ikinci film oldu.Film beni çok etkiledi çok iyi ince msjları vardı üzerimde bi mutsuzluk var sanırım bundan oluyor.Savaşa karşı gösterilebilecek en iyi direnç filmdeki duyguları hissederek konuşmadan aradaki bağ ile bir birine ulaşmak gerçekten çok ince msjları olan ve sarsan bi film.bu filme sonunda gidebildim 3boyutlu olmasada iyiki gitmişim keşke çikomda olsaydı ama:S

16 Ocak 2010 Cumartesi

izmir:(

çok özledim izmirimi babamı ailemi gerçekten annemin babamın yanında yaprak dökümü izlemek istiyorum izmire gitmeliyim....çok mutsuzum.gevrek yemek istiyorum boyoz midye Bornovada saatlerce gezmek mango outlete gitmek kordonda oturmak.kuşuma oturmaya gitmek onunla saatlerce konuşmak telefonda türk telekomun en parlak müşterisi olmak birlikte gece kalmalarımızı.annemle konuşmayı babama sarılmayı benden enerjik tawırlarıyla benimle ilgilenmesini üstüme titremesini özledim çok özledim gerçekten...

iyi bir madenci olabilmek........




Zorba, Yunanlı yazar Nikos Kazancakis'in ilk kez 1946'da yayımladığı romanıdır .Konusu 1930'larda geçen roman, adı kitapta hiç belirtilmeyen Yunan asıllı genç bir İngiliz yazarın ağzından anlatılır. Hayattan fazlaca bir beklentisi olmayan bu mutsuz entellektüel, bir süreliğine kendisini dinlemek ve yaşantısına çeki düzen vermek üzere kitaplarını bir kenara koyarak Yunanistan'ın Girit adasına gelir. Burada kendisine ait linyit kömürü madenleriyle de ilgilenecektir. Yazar burada aşırı davranışları olan, kaba saba ama hayata şehvetle bağlı orta yaşlı bir Yunanlı olan Alexis Zorba ile tanışır ve onu ustabaşı olarak işe alır. Aradan geçen birkaç aylık zamanda bu ilginç Yunanlı, genç yazarı derinden etkileyecektir. Zorba kendi ilginç hayat felsefesini genç yazara da kabul ettirdikçe yazarın hayata bakış açısı da yavaş yavaş değişime uğrayacaktır. Zorba'nın hayat felsefesinin bir parçası da yenilgileri umursamamaktır. Zorba'ya göre yenilgiler hayatın kaçınılmaz parçalarıdır ve ancak yenilginin sürekli olarak tadılması ile hayatın zaferlerinin tadına varılabilir.^^'Aklında tut; büyüyünce şuuruna erersin. yedi kat göklere, yedi kat yerlere sığmayan tanrı’nın mekanı insan kalbidir. bu fani alemde her çılgınlığı yap; sadece onu kırma''^^
Bu karasızlık geçitini, şarlatanlık tapınağını, bu günah testisini, bu hile otlarının dikilmiş bulunduğu tarlayı, bu cehennemimn giriş yerini, bu kurnazlık taşan sepeti, bu bala benzeyen zehri, ölümlüleri dünyaya bağlayan zinciri: kadını kim yarattı? çok severim bu kitabı....





:)))))


Bitti buraya kadarmış dedim unuttum bile dedim

avuttum kendimi sözlerle

ama yinede akıyor gözyaşlarım

ıslatıyor yastığımı

seni özlediğim gecelerde:'(

bitti:(:S

hiç finallerimin bittmesyile üstümde bi rahatlama mutluluk yok aksine yetersiz görme kendini hayat amaçlarına ulaşamamış bi hawa war üstümde çok fena mutsuzum hiç bir şey başaramıyorum......öle gezesim tozasım film kitap olaylarınada giresim mutlu olmam için uyumam gerekiyor hep:S:(

14 Ocak 2010 Perşembe

Little Miss Sunshine


BENİM KÜÇÜK GÜNIŞIĞIM:)
Hoover ailesinin her bireyi denemekten yılmayan sıcak insanlardır. Bir Volswagen minübüse doluşup ailelerinin en küçük bireyinin hayalini gerçekleştirmek için California’ya doğru yola çıkarlar. Bu üç günlük traji komik yolculuk sürprizlerle ve aile fertlerin hayal bile edemeyeceği bir sonla tamamlanacaktır.Hani bazı filmler vardır ya sizin için çok ösel benim için bu filmde öle bukadar sıkıntının arasında geldi aklıma bu film tekrar islemek istiyorum.Ben bu filmin ismini insanların profilinde en sevdiği filmde görünce nasıl ya oluyorum sanki bu filmi bir tek ben bilicem sewicem yok egomanyakça düşünmüyorum sadece böle bana bazen olur benim çok sewdiğim bir şeyde dikkat ettiğim detayı farketmişse acayip mutlu oluyorum.Bu film gerçekten izlenmeli aile boyu şiddetle tawsiye ediyorum bu şiddetle lafınada sinir oluyorum normal bir şekilde öneriyorum sadece:D

iki saattir konuşuyoruz bir kere atatürk demedik :)


ali kırca'nın siyaset meydanında yaşanmış olay. anlatıldığı kadarıyla konuklar, uzmanlar iki saat kadar tartıştıktan sonra, orta yaş üstü bir teyzemiz söz almış ve "iki saattir içimizden biri bile bir Atatürk demedi" mealinde laf etmiş konunun atatürkle hiç bir ilgisi olmamasına rağmen.:D:D çok güldüm ya artık dilimden düşmez :D bizde okadar yazıoz bi atatürk demeden olmaz çok beğeniyorum bu imzayı......