Takip pıtırcıkları

17 Ekim 2010 Pazar

vasabi


Çok keskin bir tadı vardır, keskinliği daha çok acı biberden çok acı hardal etkisindedir; dil yerine burun ve solunum sisteminde etkili olur. Bitki Japonya'daki vadilerdeki nehir yataklarında doğal olarak yetişir. Suşi eşliğinde tüketimi, çiğ balıktan gelebilecek parazitlere karşı koruma amaçlıdır.Bu zamana kadar yediğim en iğrenç sos sanırım yok böle bişi ya..

13 Ekim 2010 Çarşamba

ah istanbulda olmak vardı...

bu nasıl bir kış , soğuk , hastalık..


Bukadar hasta olduğumu bilmiyorum uzun süredir resmen anlamsız boş beleş geçen zaman ve sonunda yaşama dönme belirtileri saçma sapan dönem bitsin biran önce nedenini bilmediğim süreç geçsin gitsin artık.Nasıl evhamlı bi insan oldum ben ya acilen kurtulmalıyım bu özelliğimden hasta olup sürekli ağlayıp tekrar halsiz düşüp tüm gün uyuyup bunu dönüşüm haline getirebilen biri olmamalıyım..

8 Ekim 2010 Cuma

sonbahar yağmurları...


^^^^Birbirini incitmeyecek kadar uzak, hayatın soğuk zamanlarında üşümeyecek kadar da yakın olmayı öğrenmek…^^^^^^^^^^
Eski zamanların dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok etkilenmiş, büyük kayıplar vermişler.
Ama en çok kayıp veren kirpilermiş.
Çünkü onların pek çok hayvan gibi kalın kürkleri yok, kendilerini sıcak tutması zor olan dikenleri var.
Bu durumdan en az zararla kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış, çözüm aramaya başlamış.
Tartışa tartışa, nihayet geceolunca tüm kirpilerin bir araya toplanmasına, birbirlerine yakındurarak geceyi geçirmelerine karar verilmiş.
Böylece kirpiler birbirlerininvücut sıcaklığından yararlanacak, aralarındaki hava tedavülünü önleyerek donmaktan kurtulacaklarmış .
İlk geceki deneyimlerinde bunun işe yaradığını görmüşler.
Ama başka bir problem çıkmış ortaya.
Üşüyen kirpiler birbirlerine fazla yaklaştıklarından yaralanmalar gerçekleşmiş.
Daha sonraki gece yaralanma korkusundan birbirlerinden uzak durmuşlar ama bu seferde donmalar meydana gelmiş.
Ne var ki, her gece kâh uzaklaşakâh yakınlaşa, deneye yanıla birbirlerinin vücut sıcaklığındanyararlanacak kadar yakın, ancak birbirlerini incitmeyecek kadar uzakdurmayı öğrenmişler.

5 Ekim 2010 Salı

kopyalarak çoğalmazz ki gende ki özgür ruh


bazen böle filmden kareler aklıma gelip gülerim ben ya da başka bi şeyler hissederim çok zor gelio artık beni anlayabilecek benimle aynı hisleri derinden hissedecek bi insana raslamak kürk mantolu madonnadaki gibi ruhlarımız ancak denk gelip çarpışırsa anlıycaz sanırım aynı olup olmadığımızı.Aynı kitabı okuyup aynı satırları çizmek duygu iniş çıkışlarımı anlayabilcek bazen kendimi bile anlayamadığımda beni rahat bırakacak çok bağlanacak ama çokta özgür olacağım tam uçlarda gezinip sıkılmayacağım ewet sanırım ben sıkılmak istemiyorum en büyük sorunum bu sıkılıyorum herkesten her şeyden çok zor olsada insanların belli süreleri oluyo hayatta ve dolunca gidiolar ben sıkılmıycam beni anlıycak bi insan istiyorum ve sonsuz olmak istiyorum bu şekilde olmuycaksa artık kimseyi hayatımda istemiyorum ufak ufak saçmalıklar insanı fazlasıyla daha çok yoruyo ve aşkın imkansızlığına ve zorluğuna daha çok inanıyoo..

4 Ekim 2010 Pazartesi

my sassy girl


hayata eğlence katan çok tatlı bi çift iç çeke çeke sütümüde içip kuzuma teşekkürüde bir borç;;) bilip tatlı rüalara dalarım ben.....fazlasıyla ön yargılı bi insanım ben sanırım filme başlamak için 2saat zaman harcadım düşündüm taşındım kaşındım kore filmlerini sıkıcı bulurum ve izlenilesi gelmez(Dİ).
Onunla olmaktan gurur duymak.?Kader ve tesadüf?

remember me!


Bedel ödemeden mutluluğa dokunamazsın..
Hayatınıza biri girebilir..ve zaten siz onu bekliyorsunuzdur.Ama bu sonsuza kadar sürmeyebilir bazen...
sabahın köründe rüyada görmüşcesine film islemek yine yeni yeniden okul ve karın ağrılarıma neden olan bi gün umarım bugün sorunsuz hallolur ve artık hayatım düzene girer bi şeyler iyi gitmek zorunda bence şu hayatta

26 Eylül 2010 Pazar

yolculuk..

Sanırım artık fazlasıyla insanların bencilliğini anladım. artık kimseye hakettiğinden fazla değer vermemek gerek şu dönemimi atlatıyım , zaten kimse kimsenin umrunda değil yalnız olmak en güseli özgürsün huzurlusun sürekli sorun dinleyip kendi sorunlarını yine kendin çözüyosan zaten bi anlamı yok sürekli konuşmanın , her şey geçiyo bu dönemde geçicek umarım...uzunca bir ara veriyorum yazmaya artık yazımında iptal olduğu bi dönemde yolunda giden tek bi şey bulursam yazıcammm!!!

23 Eylül 2010 Perşembe

söyleyeceklerim wardı hepsi yarım kaldı.....

okadar uzak kalmışım ki gücümü tükettim sanırım yeni bir yıla hazır değilim.Huzursuzum hem de çok söliycek bişeyimde yok uzun uzuu uyumak

16 Eylül 2010 Perşembe

YAZ GEÇER...

eskir geceler,serin,hüzünlü
yeni mevsime hazırlık: ömrün teyel yerleri
bir yanı telaş,bir yanı ürperten yaz sonu ikindileri
çıkarır sizi dalgın derinliğinizden
yaşadığınızı duyarsınız teninizde
bir zamanlar okumuş olduğunuz kitapları özlersiniz
sıcak odaları, beyaz, temiz yastıkları
ahşap panjurları
yaz bitti
bitmeyen şeyler kaldı geride...
Geçiş dönemlerini seven var mı ki ilkbahar sonbahar hepsi garip bence bi şaşkolozluk bi dengesizlik ama sonbahardaki mutsuzluk kadar olamaz sanırım okulların açılmasının bunda fazlasıyla etkisi var.Yine huzursuz ve mutsuzum saçımıda kestirdim yenilenmeye çalışsamda ruhumun huzursuzluğunu atamıyorum.Umut işkenceyi attırırmış öle diolar ama güsel bi şeyler olmak zorunda öle umut ediyorum..