Takip pıtırcıkları

21 Ekim 2012 Pazar























Ankara'da buz gibi hava ya, İzmir sıcacık derken hava bozdu çok bozdu :)salgınımı hala atamıyorum bir türlü iyileşemedim.Bayram tatillerinde geleneksel aile saadetimizi yaşıyoruz bu bayram en uzun bayramlardan ya da kendime bayram ilan ettiğim en uzun bayram ama ödevlerle ve işle geçicek bir tatil sanırım Sınavlar,koşuşturmalar,stresle ve hastalıkla geçen bir süreç insan ne kadar yoğunluğa alışırsa aynı doğrultuda her şeye zaman bulabiliyor bir saldım mı toplayamıyorum.İnsanlara,aileye,arkadaşlara zaman ayırmak gerek bunlar önemli kendin için elbet zaman bulunur.
Bunun dışında kimi zaman gerçekten şükretmeyi bilmeyen, sürekli memnuniyetsiz insanlara katlanamıyorum.Eleştiri kabiliyetlerinin geliştiği kadar beyin hücreleri de gelişse böylelerinin ne kadar güzel olur.Özgün olmayan insanlar ve kendini beğenmiş insan olmayan canlılara tahammülüm yok hayatımda ,böylelerinin de yeri yok yanımda.  
                             Şu filmde vizyona girsin artık sabırsızlıkla bekliyorum,hemen gelsin!!!

14 Ekim 2012 Pazar

Bir köpeğim olsun o kadar istiyorum ki bir gün belki? köpüşler gibi sıcacık dost olabilmek.Mevsim değişiminde hastalığı yine hiç kaçırmadan yakaladım ve sunum haftasında yine hasta olabilmeyi başardım Haftalar o kadar çabuk geçiyor ki yetişmek imkansız gerçekten ödevlere,sunumlara sosyal hayata ve bunların içinde hayatın aksaklıklarıyla başa çıkmak zor! En zor olanda kayıp giden kişiler, dostluklar,daralan çevreler.. Zaman bu kadar hızlı geçerken insanların kıskançlık ve bencillikleri boşuna..

13 Ekim 2012 Cumartesi

Sırça Fanus

Sırça fanusun içinde ölü bir bebek gibi tıkanıp kalan insan için dünyanın kendisi kötü bir düştür. syf:268
" İki kişinin birbirine gitgide daha fazla kapılışını seyretmekte insanın morelini bozan bir şeyler vardı."syf:43
""Hani kent her saniye biraz daha küçülür ama insan gerçekte kendisinin küçüldükçe küçüldüğünü,yalnızlaştıkça yalnızlaştığını bütün o ışıklardan ve o çoşkudan saatte bir milyon mil hızla uzaklaştığını hissedar ya,onun gibi bir şey işte""syf:43
""Evde de karnımız doymuyor değildi ama büyükannem pişirdiği ucuz et yemeklerinin daha ilk lokmasını ağzımıza götürürken,'umarım beğenirsiniz,şunun yarım kilosuna tam kırk sent verdim' demek alışkanlığındaydı. Ben de o zaman bir pazar günü rostosu yerine madeni kuruşları yiyormuşum duygusuna kapılırdım hep.syf:52
"Hiç bir şey beklememeye karar verdim.Birinden hiçbir şey beklemeyince asla düş kırıklığına uğramaz insan. syf:86
Hastalık görmeye özellikle oğlunun hastalığını görmeye dayanamıyordu,çünkü ona göre bütün hastalıklar irade zayıflığından doğardı. syf:118
Bir gün sonra yine yıkanmak gerekeceğine göre bugün yıkanmak düpedüz budalalıktı. syf:156
(depresyonu en iyi anlatan cümle sanırım)
Depresyonu ,parasızlığı ve insanın kimi zaman gerçekten içinde bulunduğu durumları anlatan okunması gereken güzel bir roman.

12 Ekim 2012 Cuma

33 varyasyon

                                                   Bazen başımıza gelenler korkularımızdır!

Bu zamana kadar izlediğim oyunlar içerisinde en iyilerinden desem abartmış olmam, gerçekten hiç bir beklenti olmadan gidilen ama çok beğendiğim bir oyun.Mutlaka izlenmeli. Beethoven'ın 33 varyasyon eseri oyunun konusu olduğu için, oyunun ismini anlamak zor değil.Bir müzikologun bu eseri incelerken bir yandan geçirdiği hastalığı da anlatan dramatik bir tiyatro.Sahne geçişleri ,müzik,dekor, özellikle ilişkilerin başlangıç kısmının anlatıldığı sahne mükemmel.

9 Ekim 2012 Salı

Çekiliş

Şansını denemek isteyenler için güzel bi çekiliş :)
http://demmyden.blogspot.com/2012/10/cekilis.html

8 Ekim 2012 Pazartesi

cipralex

Bazı zamanlar gerçekten güzeldir! Baharın son günleri bitmemek için ne kadar ısrarcı olsa da sanırım artık kış geliyor.Plan yapmak için son günler ama :( ....
Kendi iç dünyamda bunlar varken gündemde olan savaşla ilgili:

7 Ekim 2012 Pazar

SİDİKLİ KASABASI

Bu saatte korkmuyor musunuz dışarıda olmaktan?
----Korkmuyorum çünkü herkesin bir kalbi olduğuna inanıyorum ben kalbi olan biri doğruyu seçebilir ki

 İstanbul D.T oyunu ile tiyatro sezonunu başlatmış olduk.Cüneyt Gökçer sahnesi sanırım Ankara 'da ki en güzel salonlardan.Oyun sistemi, doğruyu yanlışı ayırt etmek üzerine.Mükemmel bir oyun muydu hayır ama gidilmesi gerekenlerden.

3 Ekim 2012 Çarşamba

2 Ekim 2012 Salı


Son dönemde insanları çok eleştirdiğim ,yargıladığım doğru ama insanlar gerçekten çok bencil ve korkunçlar hep kendileri üzülüyor, kendileri birinci olma kaygısında, takdir etme duygularından yoksun insanlar, empati duygusundan yoksun samimiyetsizler, insanların bencilliklerine güzellikle yaklaşabilmek gerçek erdem sanırım hayatta.Her şeye sahip olamayız gerçekten birinin mutsuzluğuyla mutlu olmak kadar insanlığını kaybetmek korkunç..