Duygu Asena'nın okuduğum ikinci kitabı "Kadının Adı Yok" 1988 yılında yasaklanmış bir kitap bu, feminizm esintileri ile bir çırpıda okuduğum gündelik bir dille yazılan bir kitap.Aslında Özgürsün kadar sevemedim ben bu kitabı.
Kitaptan çıkardıklarım;
Kadınların üzerindeki baskıyı yine kadınlar kuruyor.Hiç kimse için hayatınızı değiştirmeyin,iyi dostlar edinin.
Merak ettiğim; aynı kitap erkek bakış açısıyla (Gürkan'ın dilinden) nasıl anlatılırdı acaba.
Bu tarz kitapları erkeklerde okumalı ! erkeklerde bu tarz kitaplar yazmalı ,bu tarz yaşamalı eşitlikçi olmalı.Bu tarz kitaplar yazılsa hayatımın kitaplarından olan,tanıdığım tüm insanlara tavsiye ettiğim hatta okumaları için zorladığım Kürk Mantolu Madonna gibi olmasa da keyifli bir şeyler ortaya çıkacaktır.
Kitaptan alıntılar:
- Öyle bir doğalsın ki insan ürküyor senden,yetersiz kalıyor yanında.
- Herkes kendi hayatını kendisi yaşıyor,kimse kimseye yardım etmiyor,senin için yapabileceğim bir şey yok.
- Evlendiğin insanın nasıl olması gerek,biliyor musun?Evlilik bir kurallar cenderesi ..Dünyada milyonlarca insan yaşıyor ve sen birini seçiyorsun.Ötekilerden yoksun kalıyorsun.Evlendiğin kişi hiç bir konuda hiçbir şeyin yoksunluğunu duyurtmamalı insana...
- Hiç mi merak etmiyor?Tüm erkekler mi böyle duygusuz?
- İdealizm sözcüğünün içinde kasıtlı olarak bir ahlak kavramı vardır ve bu materyalizm düşmanlarının kurduğu bir tuzaktır.
- Aşk için hep savaşmalı,hep özen göstermeli .İki seni seviyorum,üç harikaydı,yetmiyor.Her an üzerine titremeli.Hep vermekte aşk değil,hep almak da.
- Kadınlar birbirine güvendiler mi öyle bir dost olabiliyorlar ki.